SGK
Erken emeklilik bekleyenleri yıkan açıklama
24 Haziran 2013 Pazartesi 14:10 
“ SGK Başkanı Yadigar Gökalp İlhan, emeklilikte yaşa takılan ve erken emeklilik bekleyenlere kötü haberi verdi. „

Yadigar Gökalp İlhan, Türkiye'ninilk kadın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı. Aynı zamanda Kadın Yönetici veKadın Çalışanlar Dayanışma Derneği'nin (KAYÇAD) de başkanlığını yürütüyor.Türkiye'de milyonlarca çalışanın sorunlarıyla hemhal.

*SSK, Bağ-Kur ve EmekliSandığı'nın SGK çatısı altında birleştirilmesi ile gerçek anlamda eşitliksağlandı mı?

Reformdan sonra işe başlayacaklaraçısından bir eşitlik öngörülüyordu. Reformun etkilerini ve sonuçlarınıilerleyen dönemlerde görebileceğiz. Geçmişte farklı statülerde çalışmayabaşlayan insanların kazanılmış hakları devam etti. Bu reformdan önce yapılanbazı düzenlemeler de vardı.

 HESAPLAMALARYAPILIYOR

 *Bir çalışma yapıldığından bahsediliyordu.

 Bizim Sosyal Güvenlik Kurumu olarak Aktüeryave Fon Yönetimi diye bir başkanlığımız var. Bu başkanlığımız birtakımhesaplamalar yapıyor,  bir değişikliğinsonuçlarının, ileriye yansımalarının ne olacağı üzerinde çalışıyor. Buçalışmaları önümüzü görmek açısından zaten yapmak zorundayız. Emeklilikte yaşatakılanlarla ilgili de yapmış olduğumuz çalışma bu minval üzere.

 *Türkiye'nin emeklilikle ilgili projeksiyonune?

Ulusal verilerimize göre, 2013yılında kadınlarda yaşam süresi 79, erkeklerde ise 74. Yapılan reform ileemeklilik yaşı ile ilgili düzenlemeler sonucunda yaşam beklentisi içerisindeemekli aylığı alınacak dönemin erkeklerde 14 yıl, kadınlarda ise 21 yıl.Emeklilik yaşı ile ilgili düzenlemelerimiz tam olarak 2048 yılında hayatageçtiğinde daha başarılı sonuçlar elde edilecek. Emekli aylığı alan 65 yaş altıkişilerin ülkemizde toplam emeklilik aylığı alanların sayısına oranını yüzde70, 2011 yılında bu oran yüzde 60'tı. 2048 yılından itibaren hem kadın ve erkekiçin 65 yaş olarak belirlendi. Böylece erken yaşta emeklilik sorunu aşılmaya çalışıldı.

GENÇ NÜFUSUN ARTMASI ÖNEMLİ

*Ama daha çok emekli olacak.

2012 yılında yaşlı nüfusun toplamnüfusa oranı yüzde 7,5, 5,7 milyon, 2023'te 8,6 milyon, 2050'de 19,5 milyonaçıkacağı tahmin ediliyor. Doğurganlık hızına baktığımızda 2012 yılında 2.1,2050 yılında ise bu oranın 1.8'e düşeceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla aktifpasif oranı 1.9. Genç nüfusun artması son derece önemli. Aksi taktirde, şu andapozitif yönde gelişen göstergelerimiz 2040'lı yıllardan itibaren tekrar negatifseyir halini alacak. Ülke olarak acil tedbirler alınması gerekiyor veBaşbakanımızın talimatı ile bazı tedbir paketleri üzerinde çalışmalaryürütülüyor.

Emeklilik yaşı için düzenlememümkün değil

*Emeklilikte yaşa takılanlarkonusu oradan çıkıyor galiba.

 Emeklilikte yaşa takılanlar konusu 1999yılında yapılan düzenlemeden kaynaklanmıştı. Ülkemizin geleceğini, yeninesillerimizin kaderini etkileyecek 2008 yılında gerçekleştirilen bu devasareformun ana parametrelerini, temel hedeflerini etkileyecek düzenlemeleri yapmamızmümkün değil.

 

AYLIK BAĞLAMA SÜRESİNİ 1 GÜNE DÜŞÜRECEĞİZ

*Çalışma hayatı bakımından sizeen fazla gelen şikayet ne?

Şu anda emekli olma süreleri ileilgili gelen talepler var, başvurduktan sonra sürecin uzaması ile ilgilişikâyetler olabiliyor. Ancak geçmişle karşılaştırıldığında çok iyi seviyeleregelindi, ortalama 20 günün altında emekli aylığı bağlanıyor. Bilişim altyapısındayapmış olduğumuz reformlarla birkaç yıl içerisinde bu süreci bir güne kadardüşüreceğiz.

 "9 MİLYON KAYITDIŞIŞİKAYETİ YAPILDI"

2008’den itibaren kayıt dışıisdihdamla ilgili 9milyon şikayet aldıklarını belirten İlhan, “Yapılançalışmalarla kayıt dışı istihdam oranı 2013 ocak ayında yüzde 36.2’ye düştü”dedi

 *Türkiye sosyal güvenlikte gelir- giderdengesi açısından ne zaman ideal olan noktaya gelebiliriz?

 Kurum olarak yapmaya çalıştığımız temel şeysistemi aktüeryal açıdan sürdürülebilir kılmak. Giderlerimizi temel olarakemeklilere yaptığımız ödemeler ve sağlık harcamaları oluşturuyor. Sağlığaerişimde kat ettiğimiz muazzam seviye de göz önünde bulundurulduğunda -kidünyada sağlık teminat paketi en geniş ülkeyiz- söz konusu iki alandan kesintiyegitmemiz veya geri adım atmamız mümkün değil. Dolayısıyla gelir ayağımızısürdürebilir kılmamız gerekiyor. Bunu da kayıt dışı ile mücadele ile eldeetiğimiz başarıyı sürdürerek sağlayacağız. İstihdam oranlarımız arttığında vekayıt dışılığı makul bir seviyeye çektiğimizde açıklar büyük oranda kapanmışolacak.

 *Sosyal güvenlik açığı ne kadar şu anda?

 2012 yılında SGK giderlerimiz 160 milyar 223milyon TL iken gelirlerimiz 142 milyar 929 milyon TL. 2009 yılındaaçıklarımızın GSYİH'ya oranı yüzde 3.01 iken, 2012 yılında yüzde 1.21 olarakgerçekleşti. Dolayısıyla açık giderek azalan bir seyir takip ediyor. Reformunetkilerini daha orta ve uzun vadede beklerken, olumlu etkilerini biraz dahaerken aldık, trend o yönde. İstanbul'da sağlık sistemleri ile ilgili katıldığımuluslararası toplantıda, diğer ülkelerden gelenler, "acaba gelipTürkiye'de mi hizmet sunmaya başlasak" gibi bir noktaya geldiler.

HEDEF YÜZDE 15

*Kronik sorun kayıt dışıistihdamla ilgili son durum ne?

Diğer kurumlarla ciddi bir işbirliğiiçindeyiz, 60 ayrı kurum ve kuruluşla protokoller imzalandı. Bu amaçla 10 veüzeri işçi çalıştıranlarla ilgili ücretlerin banka kanalıyla ödenmesiuygulamasına geçildi. Alo 170 Kayıt dışı İstihdam Hattı faaliyete geçirildi. Buhattımıza 2008 yılından bu yana 9 milyon çağrı geldi. Şu an itibarıyla ikiilimizde çağrı merkezimiz var, üçüncüsü yakında açılacak. Ayrıca her ilde KayıtDışı İstihdamla Mücadele Servisleri kuruldu.2008 yılından itibaren yapılançalışmalar neticesinde, bir milyon 517 bin 186 kişi ve 94 bin 588 iş yeri kayıtaltına alındı.  Kayıt dışı oranlarındaciddi bir azalma var. 2000'li yılların başında yüzde 50'lerde olan kayıt dışıistihdam oranı 2013 Ocak ayında yüzde 36.2'ye kadar düştü. Hedefimiz bu oranıyüzde 15'e çekmek.

MOBBİNG İÇİN CEZA DÜZENLEMESİ YOLDA

*İlk kadın SGK Başkanısınız.

Kadınlar üst düzey noktalaragelene kadar çok zorluk çekip, sıkıntı yaşıyorlar ama geldikten sonra başarıkarşılaştırması yapıldığında aslında erkeklerden daha başarılı olduklarıgözlemleniyor. Ama tabii ki buralara gelene kadar birtakım sıkıntılaryaşanıyor.

BENDE MOBBİNGE UĞRADIM

* Kadınların iş yaşantısında ençok karşılaştığı sorunlardan birisi mobbing, mesela siz mobbinge uğradınız mı?

Evet, mobbinge uğradığımıdüşünüyorum. Mobbing sadece kadınların maruz kaldığı bir şey değil, erkekler demaruz kalabilir. Burada önemli olan kişilerin bu sürecin farkında olup hızlıbir şekilde tedbir alabilmeleri. Psikolojik etkileri açısından eğer geç kalınırsakişiler ve çevresindekiler açısından yaralayıcı etkiler bırakabiliyor. Bilinçlibir şekilde mücadele etmek gerekiyor. Kamu kurumları arasında ilk kez mobbingkomisyonunu SGK'da oluşturduk. Ben başkan yardımcısıyken, o komisyonun dabaşkanıydım. Aslında mobbing yeni bir kavram ve Türkçe değil. Henüz bunun neolduğunu bilmeyen bir çok kişi var. Bir şeyler yaşıyor ama yaşadıklarınıisimlendiremiyor bu sebeple çözüm noktasında sıkıntılar oluyor.

*Mobbingin çalışanlar üzerinde negibi etkileri var?

Fiziksel şiddetlekarşılaştırdığımızda, fiziksel şiddet görünür bir şey olduğu için daha çokdikkat çekiyor, gözle görülebildiği için de daha çabuk yankı uyandırıyor.Mobbing ise, işyerinde sistematik olarak uygulanan psikolojik taciz olaraktanımlanan bir kavram. Sistematik taciz neticesinde psikolojik şiddetinetkileri fiziksel şiddetten daha ileri boyutlarda olabiliyor. İnsanlar tedavigörmek, işi bırakmak zorunda kalabiliyor. Kendi psikolojik sağlığını etkilediğigibi tüm ailesinin ve çevresinin sağlığını da etkiliyor. Geçtiğimiz birkaç yıliçerisinde ciddi bir farkındalık oluştu.

*Mobingin bir yaptırımı var mı?

Türkiye olarak yaptırım yönündenhâlâ eksik noktalarımız var. Şu anda caydırıcılık yöntemlerini kullanıyoruz,diyalogla ikna etme, kişilerin yer değişikliğini sağlayarak en azından geçicide olsa çözüm üretme yollarını deniyoruz. Ceza Hukuku açısından üzerindeçalışılması gereken bir konu. Bununla ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Cezanoktasında da eğer birtakım tedbirler alabilirsek ciddi bir ilerlemekaydedebiliriz.

15 MİLYON KUTU İLACIN TARİHİ GEÇMİŞ

 *İlaç harcamalarında son durum nasıl?

 İlaçla ilgili çok yönlü tedbirler alıyoruz.Bir tanesi de ilaç kullanımını daha bilinçli hale getirmek. 2012 yılında binhanede anket yapıldı, şimdi 26 ilde 10 bin hanede anket yapılması planlanıyor.İlk yapılan çalışmanın sonucunda Türkiye genelinde her evde ortalama 10,6 kutuilaç bulunduğu tespit edildi, 18 milyon hanede yaklaşık 190 milyon kutu ilaçbulundu. Hanedeki ilaçların yüzde 88'inin reçeteli olarak temin edilmiş,dolayısıyla kurumumuz tarafından bunların ödemesi yapılmış. Bu ilaçların yüzde8,1'inin son kullanma tarihi geçmiş. Yani, 15,4 milyon kutu ilacın son kullanmatarihi geçmiş. İlaçlar tıbbi atık konteynerlarına  değil çöpe atılıyor. Hane başına atılan ilaçsayısı ortalama 2 adet. Dolayısıyla gereksiz yanlış ilaç kullanımlarının önünegeçilebilirse, sağlık alanında yaptığımız gereksiz harcamaların önüne geçmişolacağız. Sadece hastaneler ve eczaneler yönüyle değil, vatandaş açısından yanitalebi kontrol etmek açısından da birtakım tedbirler alıyoruz, akılcı ilaçkullanımı kampanyasını sürdüreceğiz. Doktora erişim açısından bakıldığındavatandaşımız yılda 2 kez doktora giderken şu anda bu 7 civarında sağlanıyor.İlaç kullanımında rakamlar artıyor ama birden bire yükselişler yok. 45 milyarsağlık bütçemizin üçte biri ilaç harcamalarına gidiyor. Kontrol altındatutulması gereken bir rakam.

 EYLÜLDE TÜM ÖZEL HASTANELER AVUÇİÇİ DAMAR İZİ ALACAK

 *Gündeme gelecek yeni bir projeniz var mı?

 E-reçeteye geçtiğimiz yeni sitemdevatandaşlara numara veriliyordu vatandaşlar ise bu numarayı kaybedebiliyordu.Artık hastanede reçete yazıldığı anda verilen numarayı mobil telefonu olanlaraSMS ile göndereceğiz. 42 ilde uygulamaya başladı, çok kısa bir süre içerisindetüm Türkiye'de hizmete girecek. Hekimin bilgisi dışında reçete yazılmasınınönlenmesi amacıyla e-reçetede başlatılan e-imza uygulaması, optik ve şahısödemelerinde de hasta alt bezi, işitme cihazı gibi ödemelerde de yapılacak.2013 yılı sonunda uygulamaya konacak olan e- işyeri uygulaması ile iş yeribildirgeleri elektronik ortamda verilebilecek. İşverenler bütün bildirimlerinitek bir şifre ile yapabilecek. Ayrıca biyometrik kimlik doğrulama sistemiolarak adlandırılan avuç içi damar uygulaması üzerinde çalışmalarımız devamediyor. Test çalışmalarını tamamladık ve pilot çalışmalarını 20 ilde yürüttük.Eylül ayında özel hastanelerde uygulamaya geçilmesi planlanıyor. Avuç içi damarizi şeklinde olabildiği gibi parmak damar izi şeklinde de uygulanabilecek. Buuygulama suiistimalleri önlemek açısından oldukça önemli. Kişi hastaneyegittiğinde avuç içi damar izi alınacak, bizim depolama merkezimiz olacak, ondansonra kişi hastaneye gittiğinde de biz aynı kişinin gidip gitmediğini, kaç defagittiğini takip etmiş olacağız.

Kaynak: BUGÜN

Bu sitede yer alan bilgiler www.saglikdernegi.com adresi kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Tüm hakları Telif Hakları Yasası'nca korunmaktadır. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.